Salı, Şubat 24, 2009

Hayat Sorgulamalari

Hayatta amacimiz nedir bizim? Mutlu olmak icin ne gerekir? 23 yasindayim,yil olarak bakildiginda ise 24. Kendimi en fazla 16 hissediyorum,ve zaten ogrendim ki 60-70 yasinda olanlar da kendilerini hic bir zaman 60-70 hissetmezlermis. Zaman cok cabuk geciyor. Rengi solmus bir fotograftan farksiz oluyor gercekten yasanilan anlar,hep farkli insanlar,farkli ortamlar,sarkilar farkli,filmler farkli,insan degisiyor gibi gorunuyor. Ama icinde de degisiyor mu? '5 yasina kadar ne oluyorsa o' diyorlar,yoksa sonradan ogrendiklerimiz ne kadar dogru? Ya dabilgi dogustan mi gelir yoksa sonradan ogrenilenler daha mi baskindir? Her sey aileden midir? Neden bir gun mutlu hissederken,bir sonraki gun mutsuz hissediyorum? Sadece dogar-buyur ve olur muyuz? Bunu en ufak da olsa degistiremez miyiz? Baslangic ve sonu zaten herkes biliyor ama aralarda renk katamaz miyiz? Doguyoruz tamam,anasinifi,ilkokul,derslerin hep 5 gelme gizli! zorunlulugu,daha sonra Anadolu Lisesi stresi,daha 11 yasindayken. Her gece ders calisma,okulda verilen Tudem turu dergilerin bir gecede bitirilmesi ve bununla gurur duyulmasi,11 yasindayim. Anadolu Lisesi'ne giriliyor ve ilceden ile geliniyor. Ortaokulda turkce bilmeyen hocalar ingilizce fizik-kimya-matematik-biyoloji anlatiyorlar bize. Universite sinavina girmeme 5 sene varken Orta2'de dershaneye gitmeye basliyorum. Orada normal lisedeki ogrencilerin benden daha iyi oldugunu goruyorum,neden? Cunku super ingilizce konusan hocalarimiz var. Sorular ise turkce! Tabi ki sistem bana onlara yetismem gerektigini soyluyor,yine bir surece giriyoruz,derken Fen Lisesi sinavlari geliyor. Ne calisiyorum ne de kazaniyorum,bu okullarla ilgili bilgim bile yok. Liseye geliyoruz,dersler dershane ve araya sikistirilan sosyal hayat devam ediyor. Hayatima giren insanlar zarar bile verseler zirhimi guclendirmeme yardimci oluyorlar. Universite sinavina giriyoruz,gizli baski devam ediyor,caliskan olmak ya da sorulari yapmak sadece sucmus gibi sanki,yapmamak zaten suc. Keske yetenekler belirlenerek devam edilse hayata,ya da yetenegin farkinda olunsa bile o yetenekten para kazanilabilse su ulkede... Hic o konuya girmeyeyim su anda bambaska bir yazi konusu cunku. Universitede bir bolume giriliyor,cogunlukla istenmeden o bolum okunuyor ve bitirliyor,istenmeyen bir meslek cikageliyor ve farkediliyor ki aslinda sayisaldan bile girilmemeliydi OSS'ye. Master yapilip bu alana kayma dusunceleri gelisiyor,bu sirada askerlik problemi basgosteriyor.Askerlik olmadan kimse ise almiyor. Askere gidiliyor,6 ay cefa cekiliyor,gunde 8 saat nobet tutuluyor ve geri donuluyor. Geri donunce bir bakiliyor ki kuresel ekonomik kriz cikmis,ozel sektor batmanin esigine gelmis. Askerde girilen KPSS'ye TOEFL birlestiriliyor ve bir devlet kurumuna giris yapiliyor. 23 yasinda oldum butun bunlar olurken. Bu yasamima ben mi karar vermis oldum simdi? Mutluluga giden yok mu yoksa bu? Ben neden mutlu hissetmiyorum? Mutluluk nasil yakalanir ya da? Annemle-babamla beraber olup onlarin yakininda is bulsaydim daha mi mutlu olurdum acaba? Yoksa onlardan ayri bir yasam kurma zamani geldi de geciyor mu? Fazla mi bagliyim,yoksa kolayci miyim,ya da bu kucuk yasta bu kadar mucadele vermek beni zorlamis ve yormus mu? Daha bu yasta yorgun gibi hissetmek bu ulkenin ayibi degil midir? Girmedigim sinav yok sanirim. OKS,Fen Liseleri Sinavi,OSS,UDS,ALES,TOEFL,KPSS ne kaldi geriye? Bir kac tane daha var evet,onlara da girerim onume ciksalar. Alistik ne de olsa,okumak icin sinav,ustunu okumak icin sinav,okudun okulu,ise girmek icin yine sinav. Bu sinavlarin hepsinde de &90 gibi bir basari istendigini de unutmayalim. Ozel sektorde mi olmaliyim,yoksa devlette mi? Onemli olan para mi,kariyer mi,guven duygusu mu,sevdiklerinin yaninda olmasi mi,hobilerinden para kazanabilmek mi? Evet sarki soyleyerek ve provalara cikarak cok egleniyorum,evet fotograf cekmekten,cektiklerimi islemekten ve tekrar tekrar revize etmekten,hatta lens almaktan,satmaktan ve sikintiya girmekten hoslaniyorum. Evet bencilim, cogu kez kendimi dusunuyorum. Evet,hayata basit bakiyorum,cogu seyi onemsemiyorum ve bu etrafimdaki insanlarin beni vurdumduymaz gormesine neden oluyor. Evet,kararsizim,ne yaparsam yapayim bir yere gelene kadar doyuma ulasmiyorum. Ve evet doyuma asla ulasamiyorum. Bunlar benim kendime karsi da soyledigim gercekler,evet bunlar benim hatalarim. Cok fazla hata yaptigimi da biliyorum ama duzeltmek elimde degil,cunku garip sekilde bu yaptigim hatalardan,hatta bazen insanlarin uzulmesinden bile hoslaniyorum,kendi uzulmemden de hoslaniyorum. Insanlarin yuzundeki maskeleri farketmekten de cok sikildim. Konusurken arkalarindaki dusunceyi hissetmekten de yoruldum. Bu kadar cok yalan soylenmez ki,biraz olsun gercekler... Acitsa da... Ama kimse karsisindaki incitmek istemiyor ya gercekler sakli kaliyor. 'Seni Seviyorum,bu yuzden bazi seyler bende kalsin'. Evet bu dusunceyi savunuyorum. Bu konusma kiminle gecerse gecsin hakli da bulurum,sonradan pisman olmamak lazim sadece,ne olursa olsun. Birine filmlerde sikca oldugu gibi 'I don't love u anymore' demek her zaman tek taraf icin aci olmayabiliyor. Hele yas buyudukce,farkli etkenler de girdiginde su 'iliski' dedigimiz tabunun icine,daha da degisiyor hersey,farkli kiskancliklar... Ben neden hic kiskanmiyorum ayrica? Bu cok sacma degil mi? Mutluluga giden yol herkesin kendisine gore degisiyor. Benim de bu durumda kendi yolumu cizmem gerek,olabildigince cabuk ve kesin olarak. Yoksa onumdeki 30-40 yil kafamda soru isaretleriyle dolu olacak. 60 yasima geldigimde OSS'Ye esit agirliktan girmeliydim demek istemiyorum cunku. Daha 23'um ben.
 


Design by: Blogger XML Skins | Distributed by: Blogger Templates | Sponsored by Application Monitoring