Pazartesi, Aralık 18, 2006
Pişmanlık
zardanadam dinliyodum uzun zaman sonra
şöyle dursun bakalim bir para pul,kariyer
bugun cuma saat 10 aşığım gerisi boş
şarkının sozleri bunlar...
ben hayatimda hiç boyle yapamadim,hep sorumluluk insani oldum...
acaba ileride pişman olacak miyim?
Perşembe, Kasım 16, 2006
Günlüğe yazi...
sevgili günlük,
sanırım onu biras rahat brakıcam, çok sıkıyorum farkındayım
soguttum kendimden okadar çok sevmemek gerekiyo belkide,
en azından beni kırmıyo çogu zaman
ama bilmiyo ki ben sadece onun yanında unutup herşeyi rahatlıyorum,
gülümsemesi yeter sadece '' gel!'' diyerek =)
o yüzden ya sıkacak kadar ilgileniyorum,
ama bilmiyo ki ben onu çok seviyorum,
bilmemesi daha iyi belkide,
en azından ne kadar çok oldugunu,
ama benim suçum değil ki, bazı şeyleri deiştremem ne yapsam
anlasa ya, farketse aslında ne kolay
belki de anlamamazlıktan geliyo klimbilir
gözlerime daha dikkatli baksa yeter.
güvense daha çok, izinverse yanında kalsam..
çok mu fazla şey istedim aceba =)
alışırım belki, zamana bıraksam daha iyi,
hep gülümsesin beni gördüğünde o da yeter bana..
Salı, Eylül 05, 2006
Free Love
And I'm only here
To bring you free love
Let's make it clear
That this is free love
No hidden catch
No strings attached
Just free love
No hidden catch
No strings attached
Just free love
Ben bu sarkiyi bu zamana kadar nasil kacirmisim?Bu kadar guzel bir sarki olamaz,ama radio eit olani degil orjinal albumdeki...Uzun zamandir bu kadar beni saran bir sarki olmadi.Depeche Mode'a bu sarki yuzunden tapabilirim...
Bu arada aglamak istiyorum ben,bagira cagira aglamak istiyorum hem de... Hak etmedigim seyler bunlar cunku...
Pazar, Eylül 03, 2006
You Make Me
whenever i'm alone with you
you make me feel like i am home again
whnever i'm alone with you
you make me feel like i am whole again
The Cure esintisinden sonra akla gelen sayiklamalar...
You make me feel special,
You make me feel new,
You make me feel loved,
With everything you do.
You hold me close when I am sad.
Every time we are together,
It seems like the perfect place.
My eyes light up when you enter a room.
I smile when we are together.
No matter how bad things are,
You always make them better.
I love the way you kiss me,
The way you hold me tight.
I love the way you touch me,
I could be with you all night.
I love the way you can make me laugh
For absolutely no reason at all.
I love how no matter what I do,
You will be there to catch me when I fall.
I just want you to know,
That even though we sometimes fight,
I will always love you!
No matter what, day or night.
Pazartesi, Ağustos 28, 2006
Yaz ve Gecen Zaman
Yaz gecti,bir yil boyunca bekledigim zaman gecti,gitti...Her zamanki gibi cok cabuk oldu.Once Aydin,sonra 1 ay boyunca Kusadasi ve sonra Istanbul,staj ve iste yine burdayim;evde,bilgisayar basinda,muzik dinliyorum.Sanki hic gitmemisim,sanki hic uzerinden zaman gecmemis... Degisen sadece kafamdaki zaman olgusu...
Kafam devamli karisik,her konuda karisik,ne yapmaliyim,ne etmeliyim,hic bilmiyorum bu aralar...Film izliyorum,oyun oynuyorum,deviantart.com'da geziyorum.Hatta o kadar cok gezdim ki bedava premium uyelik verdiler bir haftalik...
Elektrogitar bir yerde,klasik gitar bir yerde...Calmayi biraz daha ogrensem artik hic fena olmayacak,surekli bir heves geliyor ve o heves o kadar cabuk geciyor ki...Elektronik manyagi oldum iyice,aliyorum ve aldiktan 1 hafta sonra sikiliyorum.Ayni sey muzikte de gecerli,derslerde de...Umarim ilerideki isimde boyle olmaz.Her zaman sikilma luksune sahip degiliz cunku.
Gittigidiyor'dan sisme yatak aldim,3 gundur sisiriyorum sismedi,ama az once "JarHead"filmini izlerken koltuk sekline getirip oturdum,cok rahat :) Simbelmyne(Gonca)gibi konustum,o nerelerde napiyo acaba...Forum da darmadagin oldu,degisik seyler oluyo her zaman,hic beklemedigim...
Keske telefonlarin,laptoplarin sarjlari hic bitmese degil mi?Bu yakit hucrelerini ben gelistirsem keske:)Paraya para demezdim,hem de insanlik icin birseyler yapmis olurdum...Gecip gidicez ama arkamizda hic bir sey birakmiycaz...Ne anladim ben o hayattan,neden yasadim o zaman,hic katkim yok ki...Sadece nufusa +1 birey...
Bugun oyle yagmur yagdi ki birdenbire,cok sasirdim,firtina cikti,sel oldu her yerde ve 10 dakika surdu :) istanbul'un bildik igrenc altyapi sorunlarina evden sahit oldum bu sefer de,ama yagmur sonrasi fotografini cektim cok guzel oldu,onu koyuyorum buraya da...
Gorusmek dilegiyle...
Salı, Mayıs 23, 2006
Sahne Tozu Yuttum
19 Mayis...Bu sefer digerlerinden cok farkli oldu...Istanbul'daki ilk sahneye cikisimdi... En bastan anlatayim...
18 Mayista Beyoglu Italyan Lisesi'nde sahnedeydik,lise lise gibi degil super bi yer,ben oradan hayatta mezun olmazdim herhalde...Neyse yarim saat kaldik sahnede ve kotu bir performans sergiledik,moral de kotulesti tabi,bunun uzerine 19 Mayis gunu konser olmasina ragmen sabahinda 13-14 studyo aldik ve sarkilari teker teker caldik,guzel gecti...Bir sürü arkadas gelecekti beni izlemeye,dinlemeye,onun heyecani vardi asil...Kolay degil o kadar insan sesimi merak ediyolar falan...Neyse,5te sahneye cikacaktik 4te Mimar Sinan'da olduk ve 6.15te sahneye cikacagimizi ogrendik,bu sirada Merve ve ablasi da geldi,cok sevindirdiler beni :) Forum ahalisi de gelince 20 kisi kadar olduk biz... Sahne zamani geldi,cok guzel gecti,ilk iki sarkidaki ses problemleri haric...Sahnede bekledigimden de rahattim!Heyecanim azdi,Atwa soylerken herkesin eslik etmesi cok hosuma gitti ozellikle!Keske her gun konsere ciksam :D
Salı, Mayıs 09, 2006
Sari Laleler
Uykulu gözlerle döndüm rüyamdan,
Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından
Sen olmasan buralara gelemezdim ben
Sevemezdim bu şehri, anlamazdım dilinden
Nasıl bir sevdaysa bu, karşı koyamam
Dayanamam, kıskanırım seni, paylaşamam
Satırlar uçar gider aklımdan
Sana sarı laleler aldım, çiçek pazarından
Uykulu gözlerle döndüm rüyamdan,
Sana sarı laleler aldım çiçek pazarından
Sen olmasan buralara gelemezdim ben
Sevemezdim bu şehri, anlamazdım dilinden
Yeniden başlasam, bu sefer korkmadan
Koklayıp birbirimizi çöpe atmadan
Satırlar uçar gider aklımdan
Beyaz Show'da MFO'yu izledikten sonra aklimda kalan tek sarkilari...Teoman'in "Ask Kiriklari"sarkisinin da sozleri cok etkileyici ama nedense bundan cok etkilendim.Mazhar Alanson'un sesi cok duygulu ve bu sarki ona cok yakismis...Muzik elestirmeni gibi konustum galiba :Yeniden baslamak diye bir sey var,yeniden baslanabilir mi?Yara almisken?Yara bandi ise yaramazsa ne olacak?Ustunu mu ortucez?Bir gun yine ustundeki ortuden kurtulup ortaya cikarsa?Tekrar acitir mi?Mikrop kapmis olarak mi döner yoksa?Enfeksiyon mu yaratir?Sil bastan baslamak gerek bazen diyo Sebnem de...Ne zaman sil bastan baslanir?Zor kararlar ve bu sorularin cevaplari bende yok...
Bir baska konu da bugun gazetede okudum,bilim adaminin biri atom parcaciginin yaklasik 45 saniye sonra nereye gidecegini gormus.Detay aradim nette ama bulamadim,bu bulus kader olayına cok buyuk destektir o yuzden acaip ilgimi cekti.Simdi soyle oluyor bu durumda;mesela onume cilek ve erik sunuluyor,ben cilegi seciyorum ama bu secimi yapacagim zaten onceden belliydi,ben sadece kaderde olanlari yerine getirmis oldum :S cok karisik ama olan bu...Bu durumda ozgur degiliz,hatta varligimizin bi onemi bile yok,hatta var miyiz?
Kafam boyle boyle karisik iste...Sabah 6bucukta kalkicam,daha sonraya sakliyorum diger yazilarimi...
Cumartesi, Nisan 22, 2006
Renklendi Biraz Hayat...
Degisik seyler oldu,Onder(forumdaki DarkDungeon'un) tavsiyesiyle bir gruba girdim.Bugun studyosu vardi,adamlar begendi sesimi,ben pek begenmesem de...Girdim gruba...http://apolitics.rockmekan.com
adresi de bu hatta...Dinledigim muzigin yumusagini yapiyolar ama uyum saglamada zorlanmadim.Save tonight,Where's my mind,Atwa falan soyledik,Atwa biraz sert olunca ben de costum :) Carsamba bi studyo daha var bakalim nasil gidecek...Onun disinda sinavlarim pek iyi gitmiyo acikcasi,kotu gitmeye de alismam gerekiyo anlasilan,hersey iyi olunca yasamak zaten kolay,oyle degil mi?
Yaza dogru yaklastikca icim boyle daha bir kipir kipir oluyo,okulda forumla basketbol,hidromobil toplantilari falan,bi sosyallestim boyle birden,enerjik goruyorum tekrar kendimi,ama saclarimi kestirmem lazim,oyle daha cekiciyim :D
baby,did you forget to take your meds? diyerek bitiriyorum...Bugun placebo'yla yattim placebo'yla kalktim diycem yanlis anlasilcak demiyorum ;)
Çarşamba, Nisan 05, 2006
Sessizce Gecen Gunler...
Yazmayali epey olmus,o kadar yogunum ki...Moda'yi anlatmak istiyorum ben bugun...Istanbul'un en olmazsa olmasi sanirim benim icin.Daha gelmeden kafamda hayal ettigim tek yer buralarda,sahilinde gezmeyi,oturmayi,dusunmeyi,derinlere dalmayi dusundugum yer...Moda...Ilk gittigim zaman aklima geldi simdi hayran olmustum manzaraya,hala da hayranim zaten.O taslarin uzerinde yurumek cok guzel...Cok anim var oralarda,her tasin uzerinde belki de,banklarda,cimlerde,cafelerde...Gün oldu mutlu gittim,gün oldu durgun ama her zaman kafami toplamami sagladi Moda...El ele olmak bir baska guzel Moda'da,kosmak,yurumek,gülmek de oyle...Istanbul'dan bir gun ayrilmam gerekirse unutamayacagim tek yerdir Moda,unutamayacagim insanlar hep benimle olacak ama...
Perşembe, Mart 23, 2006
Wish You Were Here
I miss everything about you
Every second's like a minute
Every minute's like a day
When you're far away
:'(
Perşembe, Mart 16, 2006
Hayat & İlkler & Kalbim...
Hatırlıyor musun o tren istasyonunu? Nasıl da kalabalıktı. 14 yaşında bir çocuğu uğurlamaya gelmişti herkes.
Nasıl da kalabalıktı... Uzakyakın akrabalar, okul ve mahalle arkadaşları, öğretmenler, komşular...
Henüz o kadar çocuktu ki, yanında onunla birlikte istasyona girecek treni bekleyen koca valiz, boyunun yarısına geliyordu neredeyse.
Çocuk şaşkındı biraz; sevinsin mi, üzülsün mü bilemiyordu.
Yazın son günleriydi. Onu; doğup büyüdüğü kasabanın sokaklarından, büyük şehrin hiç bilmediği caddelerine alıp götürecek
"İstanbul Motorlusu" nun istasyona girmesine beşon dakika kalmıştı.
Son veda dakikaları. Tren fazla beklemezdi çünkü. Alır yolcularını giderdi. Alıp "çocuk yolcusu"nu gidecekti.
"Leyli" sınavını kazanmıştı.
O zaman öyle denirdi yatılı okullara... Çok daha eskiden de "askeri idadi" diye anılırdı gideceği İstanbul mektebi.
Leyli ve askeri sözcüklerinin anlamı aynı zamanda "parasız yatılı" okumak demekti.
Yani... Yolculuğun sebebi "mecburiyet" tendi biraz da...
Birazdan da değil, hepten öyleydi işte. Çocuk da azçok biliyordu bunu.
Lakin, istasyonda toplanan kalabalık, bu zorunlu gidişi "şenlikli bir veda" ya çevirmekteydi.
O istasyon... O istasyon, her şeyden önce siyahbeyaz bir fotoğraftı hepimiz için.
"Büyük Taarruz" kararının verildiği "Garp Cephesi Kumandanlığı" bizim şehrimizdeydi.
Büyük zaferin birkaç gün öncesinde açılmıştı körüklü fotoğraf makinesinin siyah perdesi ve... Ve; Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve Sovyet Büyükelçisi birlikte resmedilmişti. Arkadaki tabelada istasyonun adı yazılıydı Frenkçe ve Arapça: Akchehir frenkçesiydi, hatırlıyor musun? Hatırlıyor musun o resmi? İşte o istasyondaydın "o" veda gününde. Cumhuriyetin ilan edildiği yıl doğmuştun. Adını, o "şerefli" yıldan esinlenerek koymuştu İstiklal Savaşı gazisi baban. Toz kondurmadın bir gün bile
"cumhuriyetin kurucusu" na; bir gün bile çıkarmamışken başından beyaz tülbendini... Çocuğun mavi gözlerine bakıp derdin ki hep; "Büyüyünce onun gibi ol!"
Öyle derdin, hatırlıyor musun? Çocuk da sanmıştı ki, kaderin gün gelip "onun gibi" askeri "idadi" ye doğru başlayan yolculuğuna pek sevinecektin.
İstasyondaki öteki şenlik kalabalığı gibi...
Ama... Öyle olmadı işte... Tren geldi... Çocuk koca valizini zorlukla taşıyarak alelacele bindi vagona.
Alkışlar, sevinç çığlıkları kalabalıkta. Derken...
Çocuk yapayalnız kaldığını hissetti birden... Kalabalığın şenlik gürültülerini duyuyor, ama seslerini duymuyordu tren penceresinden bakarken. Issızlık sardı her yanı aniden... İçi üşüyordu.
Her şey geride kalıyordu işte. Dizini kanattığı sokaklar, arkadaşlar, ilk çocukluk aşkı, kiraz bahçeleri...
Ve 14 yaşında bilmediği bir gurbetin dehlizlerine yapayalnız sürükleniyordu.
Elini tren penceresinden uzatıp sallarken gülümsüyordu güya.
İçine doğru ağladığını kim bilebilirdi? Ve sen yanaştın pencereye, tam da tren hareket ederken hatırlıyor musun?
"İstemiyorsan hemen in!" dedin bağırarak. Ötekiler farkında değildi, ama çocuk duydu.
Çok geçti lakin... Tren gidiyordu. Bir kez daha haykırdın sonra... Çocuk duydu.
"Mektup yaz bana gidince... İstemiyorsan hemen dön, hemen... Aldırırım seni! Bırakmam gurbetlerde!.."
Yarın sana geleceğim. Beyaz tülbendini indirip pamuk saçlarını okşarken soracağım:
"Hatırlıyor musun?" "Hatırla ne olur... Biliyorum bütün görüntüler silinip gitti ama o günü hatırla... Bir tek sen söyleyebilirdin, bir tek sen... Kalabalıkları kaale almadan, kendi yüreğimin sesini dinlememi bir tek sen söyleyebilirdin bana. Bir tek sen.. Gözlerim gülerken içimin ağladığını bir tek sen görebilirdin. Gördün de... Bir tek sen... Sen benim annemsin, hatırlıyor musun?"
------------------------------------------------------------------------------------------------
Ali Kirca'nin yazisi bu...Bugun okulda 2 dersim arasinda 1 saat bosluk olunca ben de dinlemeye gittim simdinin deyimiyle "anchorman"imizi...5.kere odul aliyormus bizden,gururla bahsetti yildizlarin altinda olmaktan...Anilarini anlatirken ara ara da bazi goruntuler izletti onu izlemeye gelenlere...Butun salonu doldurmustu her zamanki gibi,temel borclar hukuku dersini kirarak gelmis hatta aklimda kaldigi kadariyla...
Ben oteki dersim icin gitmeye hazirlanirken boyle bir yazi cikartti ekrana...Sbah gazetesinde yazmis oldugu bir yaziymis bu da,internetten arastirinca gordum ki 07/05/2005 yazisi bu...Hani insan bahar gelince cok sevinir ama icindeki huzunler yine de kalir ya oyle bir gunmus herhalde bu yaziyi yazdigi gun de...
Kendi gittigim gun aklima geldi,hic gidecegimi dusunmemistim aslinda,hic ayrilmamistim ki daha once onlardan,bir gun bile...Hic yalniz birakmamislardi beni,hic eve arkadaslarimi getirmedim onlar yokken,ya da lisedeyken hic kiz atmadim gunumuz deyimiyle...Cunku hep birlikteydik,beni hic yalniz birakmadilar ki...Cok gucsuz oldugumu hissediyorum onlara karsi,cok savunmasiz,savunulacak ne varsa...Bir gun gidecegimi hep biliyordum,ama buna hic hazir hissetmiyordum o zaman,o kadar cok kalmak istiyordum ki...Biri sanki gitme dese,kosa kosa eve gidecektim tekrar,etrafimdaki herkes de bunun farkindaydi aslinda,ama hayatta hep boyle olmaz mi zaten.Ne zaman hazir hissederiz kendimizi okula baslamaya,ya da ne zaman sevmeye,aska,ne zaman hazir hissederiz opusmeye,ilklere...Gitmeye...Hayat hep hazir olmadigimizda onumuze engeller koyar ve hep o engelleri asmak zorundayizdir...ve o gun gelmisti...Oss'yi hafif hasarli atlattiktan sonra hemen hemen istedigim yere gidiyordum,mutluydum bir bakima,ama gidiyordum iste,o gun zorunlu olmadikca hic konusmadim.Bunun herkesi uzdugunun farkindaydim ama yapacak biseyim yoktu,genel olarak ici disinda bir insanim cunku...Apartmandakiler-hic konusmadiklarim bile-,dayimlar ve ailem benimle garaja geldi,belki 20 kisiydik belki de 30..500 kimin umrunda?Ben gidiyordum ve orada beni anlayan,beni hisseden bir tek kisi vardi biliyorum,her zaman bir tek kisi oldu,hep de oyle olacak...O gun yalnizligi ilk defa hissettim ben...Otobusun hareketiyle gozyaslarinin akmasi bir oldu,bilmiyorum ne kadar surdugunu ama 5 saatten asagi aglamadim sanirim...İstanbula ilk geldigim gunu anlatmiyorum bile...Baslangicim boyleydi iste benim de,bitisimi bilemem ama icimde,kalbimde gomulu olanlari yazmak istedim...
Ali Kirca'dan cikinca annemi aradim derse giderken,agladi,agladim...
Pazar, Mart 12, 2006
Reankarnasyon...
Perşembe, Mart 02, 2006
Autumn Harmony
Autumn Harmony
by For My Pain...
The touch of fall has reached us again
Our hearts are covered by the endless rain
Accept our fate, don?t say anything
I?ll hold until we fade away
The whole world turns to grey
We are fading away from this life
You and me, we will be Part of the autumn harmony
Together sleeping the endless dream
Ne kadar guzel bir sarki ve ne kadar guzel bir kafiye...Bayildim...Ne zaman birine boyle bisi soyleyecegim,iste gun o gundur!
Salı, Şubat 28, 2006
Hayat Bir Yanilsamadir...
"Bu bir pipo değildir"
... ne gördüğümüzü söylememiz boşunadır; çünkü
gördüğümüz, söylediğimizin içine hiçbir zaman yerleşmiş değildir.”
(M. Foucault)
Rene Magritte'in "Pipo" resminde "Bu bir pipo değildir" yazar. Ne de olsa resimdeki bir pipo değildir, o bir resimdir. Bizim orada bir pipo görmemiz ise bir illüzyon, yani bir yanılsamadır.
Daha geniş anlamda ele alırsak, sanat ve hatta gerçek (evrenden gelen uyarılar sonucu beynimizde oluşan algılarlarla beslenen bilişin burada gerçeğinden ayrı içsel bir evren oluşturması nedeniyle) yaşamın kendisi de zaten bir tür yanılsama değil midir?
I Will Be There
by Starsailor
As soon as you sound like him
Give me a call
When you're so sensitive
Its a long way to fall
Whenever you need a home
I will be there
Whenever you're all alone
And nobody cares
You're just a poor misguided fool
Who thinks they know what I should do
A line for me and a line for you
I lose my right to a point of view
Whenever you reach for me
I'll be your guide
Whenever you need someone
To keep it inside
Bu aralar okula giderken,gelirken,vapurdayken surekli bu sarkiyi dinliyorum,eski bir sarki belki ama yeni yeni sardi beni nedense,otobuste yani yolculukta ozellikle ritmi cok uygun...I'll be your guide...Forever...Bir de Korpiklaani diye bi grup daha buldum,cok hos ezgileri var bence,okulun yeni yeni basladigi,tekrar disipline girmeye calistigim ve erken kalktigim bugunlerde benim arkadasim oldular :) Umarim okul iyi gider...
Pazartesi, Şubat 27, 2006
Korkuyorum, çünkü...
"Yağmuru sevdiğini söylüyorsun
Ama yağınca şemsiyeni açıyorsun
Güneşi sevdiğini söylüyorsun Ama açınca gölgeye kaçıyorsun
Rüzgârı sevdiğini söylüyorsun
Ama esince pencereni kapatıyorsun
İşte bundan korkuyorum Çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun."
shakespeare
Çarşamba, Şubat 22, 2006
Memleketimden Insan Manzaralari
Bu yazi 8 subat’ta yazilmisti…
Bugun stajda ikinci gunum,İzmir Cigli’de Senkromec fabrikasindayim.Okuldan onay almam bile uc gun surdu muthis hocalarimiz sagolsun…Is yerini bulusumuz staj falan bahane,bu yaziyi insanlari anlatmak icin yaziyorum.Hepsi okumak istiyor,okuyamadigi icin pisman…Agizlarda ayni sozler hep:”Okumazsan boyle bizim gibi olursun!”Isleri de gercekten agir,gurultu,koku,üslerinden aldiklari emirleri de cabasi tabi..Duvardaki yazi :”Isinizi ve arkadaslarinizi seviniz”Bana gore samca ama isyerinin gelismesi icin cok onemli.Adamlar cok zengin,ama arka planda isciler var her zenginlige giden yolda oldugu gibi…Kimi banka kredisi pesinde,kimi evlilik…Annelerinin dogum yeri ya da dogum yilini bilmeyecek kadar cahilleri var,isin ilginci annesi de bilmiyor.Ilkokuldan sonra kuran kursuna gitmisler hep.Din,egitimini onunde yer almis her zamanki gibi,ama hicbir din kendisini egitimin onune cikarmaz bu da tezatlik yaratiyor.Ilkokuldayken cok zekilermis,hic calismadan takdirler,tesekkurler almislar,hep parmaklari havadaymis.Bi tanesi anlatti,dokumde kalip hazirlayanlardan,25 yasindaymis,askerde Hakkari'deymis,operasyonlar falan tabi...Her durduklari yerde mevzileniyorlarmis,bir gun nobetciyken dur-parola-durmayan insan olayi gerceklesmis ve ates etmis,vurmus dusmani,odul almis,5 ay erken terhis olmus.Bir digeri de Dolmabahce'de yapmis,hani kapidaki hareketsiz askerlerin agizlarini kapayanlardanmis..Cok merak ederdim adamlar oram buram kasindi falan diyorlarmis sadece :) Bu arada her yerde oldugu gibi burada da yalakalar var,ustalara ya da muhendislere...Yalakalar sevilmiyor ama yuksek maas aliyorlar,diger isini yapan isciler de durumdan rahatsiz ama tepki veremiyorlar.Aslinda istedikleri tek sey guler yuz ve icten bir "kolay gelsin"Yasim kucuk olmasina ragmen keske sen gelsen basimiza diyen bile var.Demek ki bir zamandan sonra yas cok da onemli olmuyor.
Sabah servislerle geliniyor,8bucuk isbasi yapiliyor,herkes hafif uykulu ama soguk uykuyu aciyor.Yaklasik bir saat sonra caylar geliyor,dolaptan cikarilan simitlerle birlikte afiyetle yeniyor.Dokumhane insanlari mutlu gorunuyorlar.Insanoglu ilginc,arkasinda neler biraksa da,belki ise gelmeden evde buyuk tartismalar yasasa da,sevdigini kaybetse de guluyor,o an akli belki bombos,unutmak bazen kotu degil.Unutmak icin cabalamak kotu belk,caresizlik...Unutmak,unutabilmek icin her gece eve sarhos gitmek mesela...Neyse dagittim yine,cay sohbeti vazgecilmezlerden tabii,ardindan ise donus,tekrar 1500 C'lerle ugras,agir yuklerin altina giris,milyon dolarlik makinelerle imalat...Ve hayatin her alanindaki bir gercek:"risk"Bazen kendi bedenimizle,bazen dolayli olarak diger insanlarin hayatlariyla oynuyoruz.12'de yine zil caliyor(mozart) rota yeymekhane.Once eller yikaniyor,ardindan siraya giriliyor.Karnibahar,bulgur pilavi,salata ve yogurt bugunun menusu.Karnibahari duyunca asilan yuzler,yemeklerini istahla yerken(yemek zorundayken)guluyor.Beden gucuyle is yapildigi icin yemekten gelecek enerjiye ihtiyaclari herseyden fazla...Belki personel fazlaligindan,belki birbirlerini tandiklarindan cok da sicak iliskiler yok aralarinda.Yemekte anlarsiniz zaten insanlarin birbirine davranislarini...Hani simdi "yatakta keramet var" oldu y a,o eskiden "yemekte keramet var"idi.Insanlar birbirlerini yemekte olcup bicerlermis cunku.Simdiye bakmayin cunku gun gectikce modernlesme adi altinda kulturumuzden uzaklasiyor,daha da yozlasiyoruz.Yemek yarim saat suruyor,daha dogrusu izin o kadar.Herkes isine donuyor,hic rehavet yok.Bu fabrika gelisiyorsa iscilerin disiplini bunda en buyuk etken.Cogu tek is yapiyor ama yaptigi isi cok seri yapiyor.Yani bundan daha hizli calismak imkansiza yakin.Hizli calisirken hata yapmamak tabi en onemlisi...
Neyse bu konu daha cok uzar,diyecegim odur ki insanlarla konustukca hayat ogreniliyor,en onemlisi tecrube hayatta,hayat tecrubesi...Hata yapa yapa yapmamayi ogrenmek,deneme yanilmalar ne kadar aci yasatsa da hanemize eklenen artilardan yine de...
Perşembe, Ocak 26, 2006
Tesekkur
Gelmesen de Olur(ZardanAdam)
Ne kadar zaman geçti, bilmiyorum; Hani gelirim demiştin ya,
Bak hala ümitle seni bekliyorum.
Gelince nasıl özleyişimi anlatamazsam eğer, Şaşırma.
Konuşmak gerçekten gücüm dışında bu sefer;
Ne olur yine susuyorum diye darılma, O kadar beklettin ki…
Senin için sakladığım herşeyi çaldılar. Mevsim mevsim tükendi çiçekler.
Yalnızlığa döküldü çiçekler, şarkılar... Şimdi boşuna üzüleceksin...
Gelirsen, vazgeç, dön… Yola çıkmışsan, dur…
Beni ölesiye sev demiştin, sevdim. Artık gelmesen de olur.
Beni ölesiye sev demiştin, sevdim. Artık gelmesen de olur.
Senin için sakladığım herşeyi çaldılar. Mevsim mevsim tükendi çiçekler.
Yalnızlığa döküldü çiçekler, şarkılar... Şimdi boşuna üzüleceksin...
Gelirsen, vazgeç, dön… Yola çıkmışsan, dur…
Beni ölesiye sev demiştin, sevdim. Artık gelmesen de olur.
Unutamadigim biri var,ne kadar ters dusunceli olsak da,fikirlerimiz,zevklerimiz uyusmasa da unutamadigm.Uzerinden zaman gecti,ama bazen unutamiyosun iste.Ayrilmadan bir sure once de ona bu sarki sozlerini yazip gondermistim.Cok bekledim gelmeni,cok bekledim,ben zaten gitmedim ki hep burdaydim diyeceksin ama sen hic benimle degildin ki,burdaydin ama benimle degil...Sonra yalnizliga dokuldu cicekler sarkilar iste,zaman her zaman ilac degildir.Beni ölesiye sev demistin,sevdim...Artik gelmesen de olur...O kadar beklettin ki...Uzun zaman...Sen bu sarkinin ne anlama geldigini hic anlamadin belki de,hic benim dusundugum gibi dusunmedin,seni hic bosuna uzmek istemedim cunku,beni degistirdin,cok degistirdin,farkinda olmasan da...Buradan tesekkurler tekrar sana...Hep susuyorum diye kizardin,sususlarimin da anlami vardi,senden ayri yerlerde susuyorum artik...
Salı, Ocak 24, 2006
Memories
In silent moments imagine you here.
All of my memories keep you near.
Your silent whispers, silent tears.
Hafiza...Hatiralar...Ne kadar cok sey anlam ifade ederler degil mi bizim için?Tabi eger aklimizda guzel yerdelerse cok daha fazla...Ama ben nedense gecmisi dusundugum zaman ya da hatiralar dendigi zaman hep kotulerini hatirliyorum.Hatiralarla yasamak da oldukca zor aslinda,hani bir film vardi ya Adam Sandler ve Drew Barrymore oynuyodu,50 İlk Opucuk'tu turkcesi,o aklima geldi az once,belki de mutlu olmak ya da mutlulugu devamli kilmak icin kucuk hafizali olsak daha iyiydi :) cok sacma oldu galiba...Ama her gun eski gunu bilmeyerek baslamak,her gunun yeni bir gun oldugunu bilmek ne kadar guzel olurdu,her gunun,her anin digerinden bagimsiz oldugunu bilmek ya da...Ama tabi hatiralar bazen cok ozlediklerimizi yanimiza getiriverirler dusunce gucuyle...Herseyden kolaydir hayal kurmak,herseyden de guzeldir,disarida boylesine guzel kar yagarken cok daha guzel hem de...Elimi ceneme koyup da dalip gitmek gokyuzune...Yarim kalanlar,iyi bitenler,kotu bitenler,iz birakanlar,yaralar acanlar...İnsan ne zaman mutlu olur?Ailesi yanindaysa,arkasindaysa mi,sevgilisi,dostu,paylasani varsa mi,is hayati iyiyse mi,yoksa yillarca bir amac ugrunda kosup onu gerceklestirebildigi zaman mi?Hepsinin bir arada olmasi mumkun mu ya da?Birisi icin digerlerinden fedakarlik yapmak gerekir mi?Ne zaman mutluyum diyebiliyoruz?Sadece kendimizi buna inandirdigimizda bence...Hatiralarsa...Yanimizda tasidigimiz hazinemiz belki de,iyi ya da kotu...Bizim...
Cumartesi, Ocak 21, 2006
Yine Ayni Sarki Calacak...Farketmesek de...
Rengi solmus bir fotograf,hic habersiz cekilmis
Belli ki cok eglenmisiz nananana
Donuk bir an o geceden,o konusan resimlerden
Tanidik sesler ve bir sarki nananana
Gun ettik derken gunleri bir baktim gecmis yillar
Terkettigim sehirler,dostlar,sevgililer
Kaybettim birer birer
Yine ayni sarki caliyor nananana
Baska dostlar etrafimda
Bir resimdi bu geceden
Bir evde toplanmisiz,herkes guzel giyinmis
belli ki cok onemsemisiz,nananana
Donuk gozler fotograftan,o konusan resimlerden
Tanidik sesler ve bir sarki nananana
Dün gece Demir Demirkan konserindeydim.Gece 00.30 gibi sahneye cikti,2 gibi sanirim Resim sarkisini soyledi,eskiden beri cok sevdigim bir sarkiydi zaten...Hayati cok guzel ozetliyor.Hayat o kadar hizli geciyor ki...Bosuna üzlüyoruz,bosuna dert ediniyoruz bazi seyleri...Yalnizlik hissine kapiliyoruz,gereksiz seyleri fazla onemsiyoruz...Yine ayni sarki calacak cunku...Baska dostlar olacak etrafimizda ve onlarla da herseyi fazla onemseyip fazla üzüleceğiz olmadik seylere...Ama buna degmez hicbir zaman...Her zaman sehirler terkedilecek,dostlar kaybedilecek,yillar gececek...Diger Göçmen sarkisinda da soyledigi gibi neler umdum neler buldum dememek icin insan kendisini her zaman hazir tutmali sanirim...Bir de kadinlarin fotograflarla aralarindaki bagdan bahsetmek istiyorum,erkekler sadece one cikan kareye bakarlarken,kadinlar derinlere kadar inerler,her konuda oldugu gibi detaylara dikkat ederler ve fotografla beraber düsünürler,onunla beraber uzulurler gecen yillara...Bu benim her zaman cok dikkatimi cekti,fotograflarla kadinlar arasindaki gorunmeyen bag...Kimse aralarina giremez...
Neyse bunalimi atlattim gece 3.30'da biten konser sonrasi Emir'lerde kaldim,ve sonra Gizem'le bulustum Taksim'de...Sonunda bulusabildik,bilmiyorum ne kadar oldu ama sanirim 10 aya yakin bir internet arkadasligindan(dostlugundan)-dost kelimesini kullanmayi sevmesem de- sonra nihayet bulusabildik.Cok guzel bir gun gecirdik beraber hatta,İpen'e kulaklik aldik,gittik Adidas'a falan baktik ama ayakkabi alamadim tabi ki her zamanki begenme zorlugum yuzunden...Olsun bol bol gezdik İstiklal'de...Yemek yedik,brownie yedik(mmmmmhhh)!Laf lafi acti ve bir sürü daha bulusmaya karar verdik tabi ders programlarimizin uymasi da cooook onemli :) benim ikinci ogretim oldugumu yeni ogrendi bu arada ehehe...
İnsan yalniz kalinca hep bisileri sorgular mi?Gonca'dan geldi az once ve beni dusunmeye sevk etti.Yalnizim odada muzik dinliyorum her zamanki gibi...Benim sorunum cok isteyip aziyla yetinmemek sanirim herseyde...Cabuk sikilmak da en buyuk sorunlarimdan...Bugun bu kadar yetsin sarki sozum de gelsin...
Goodbye, blue sky
Goodbye, blue sky.
Goodbye.
Goodbye.
Goodbye...
Çarşamba, Ocak 18, 2006
I've been addicted to you.
Boyle bisi var gercekten de...To be addicted yani sozlukte soyle yaziyor :bagimli olmak...Bagli olmak degil ama,bagimli olmak...Bir sure sonra gercekten de bagimlilik yaratiyor bazi seyler.Sadece sevgili ya da anne baba degil,hayati monotonlastiran hersey,hayat da bu yuzden monotonlasiyor alismaktan geliyor hersey.Bagliysa bagimli arasindaki kucuk fark hayati hayat yapiyor.
Finallere calisiyorum hala.Yarin iki tane daha var.Motor Konstruksiyon ve Makina Elemanlari.Derslerin isimleri bile korkutucu dusununce...3.Sinif gercekten de oldukca zormus,ne zaman kolay oldu ki zaten,neyse alistik boyle gidecek.Master icin de ortalama lazim ya bir sene uzatma ihtimalim de doguyo boylece hem istanbulda olmayi da cok istiyorum!3 ortalama da istemesinler ama,otomotiv yapicam zaten isallah,ben bunlari kime yaziyosam bazen cok bos geliyo :)
29 Mart'taki gunes tutulmasi icin Antalya'ya gitme plani var gokbilim.info 'da ne yapsam?Param olursa cok gitmek isterim aslinda,bakalim ne olacak,isallah vizelere falan denk gelmez.Para hersey mi derler ya,hersey oluyo bazen,yer oluyo dersler icin,yer oluyo eglenmek icin,yer oluyo kultur icin...Param olmadigi icin kitap alamiyorum,sinemaya gidemiyorum,yurtdisi zaten uzun bir planlama gerektiriyo...Emrah edebiyati gibi oldu tamam fakir degilim ama doya doya da yasamiyoruz dolu dolu hayati...
Simdilik benden bu kadar.Kucuk bi sarki sozu ekleyeyim yine...
I'm coming to en end,
I've realised what I could have been.
I can't sleep so I take a breath
and hide behind my bravest mask,
I admit I've lost control.
Pazartesi, Ocak 16, 2006
Mecazi Hayat...
Goodbye My Lover
by James Blunt
"Goodbye My Lover"
Did I disappoint you or let you down?
Should I be feeling guilty or let the judges frown?
'Cause I saw the end before we'd begun,
Yes I saw you were blinded and I knew I had won.
So I took what's mine by eternal right.
Took your soul out into the night.
It may be over but it won't stop there,
I am here for you if you'd only care.
You touched my heart you touched my soul.
You changed my life and all my goals.
And love is blind and that I knew when,
My heart was blinded by you.
I've kissed your lips and held your head.
Shared your dreams and shared your bed.
I know you well, I know your smell.
I've been addicted to you.
Goodbye my lover.
Goodbye my friend.
You have been the one.
You have been the one for me.
I am a dreamer but when I wake,
You can't break my spirit - it's my dreams you take.
And as you move on, remember me,
Remember us and all we used to be
I've seen you cry, I've seen you smile.
I've watched you sleeping for a while.
I'd be the father of your child.
I'd spend a lifetime with you.
I know your fears and you know mine.
We've had our doubts but now we're fine,
And I love you, I swear that's true.
I cannot live without you.
Goodbye my lover.
Goodbye my friend.
You have been the one.
You have been the one for me.
And I still hold your hand in mine.
In mine when I'm asleep.
And I will bear my soul in time,
When I'm kneeling at your feet.
Goodbye my lover.
Goodbye my friend.
You have been the one.
You have been the one for me.
I'm so hollow, baby, I'm so hollow.
I'm so, I'm so, I'm so hollow.
bunlar sarkinin sozleri,cok etkileyici,sarkiyla birlikte cok daha fazla... bu sarkidan sonra bunlari soyleyesim geliyo benim de,sevgilimden ayrilasim ya da intihar edesim falan.farkettim ki her sarki bu tür etkiliyo beni...o hisleri yasamak istiyorum ilginç bir şekilde...birine you have been the one dediğimde onun ne tepki vereceğini,ne düşüneceğini,yüz ifadesini merak ediyorum.ne saçma bir düşünce...
neyse biraz da hayati yazayim bakayim...sinavlar var su anda surekli bugun motorlar vardi,fena gecmedi gecerim artik bu dersi...zaten 55 de ortalamam vardi,yarina da birleştirme var ona calismam gerek simdi...James Blunt bakalim daha ne akdar değiştirecek hayatimi ve farketmemi sağlayacak kendimi...bye..